Muris Muvazaası Davası (Mirastan Mal Kaçırma)

Muris Muvazaası Nedir ?

Muris muvazaası (mirastan mal kaçırma) , miras bırakanın mal varlığının tümünü ya da bir kısmını mirasçılarından kaçırmak, mirasçılarını yasal miras paylarından yoksun bırakmak amacıyla yaptığı hukuki işlemler olarak tanımlanır. Bu tür işlemler, genellikle miras paylaşımında adaletsizlik yaratmak ve mirasçılardan mal kaçırmak amacı taşır. Miras bırakan aslında mirasçılardan mal kaçırmak için yaptığı karşılıksız kazandırmaları, satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstermektedir. Muris muvazaasının ortaya çıkması durumunda, mağdur olan mirasçılar, murisin mirastan mal kaçırması nedeniyle tapu iptali ve tescili davası açma hakkına sahiptir.

Muris Muvazaasının Unsurları
1-İki Taraflı Anlaşma: Muris muvazaası, genellikle miras bırakan ile üçüncü kişi arasında bir sözleşme veya tapu devri ile gerçekleştirilir. Bu anlaşmanın yüzeyde geçerli gözükmesi, fakat gerçekte bir mal kaçırma amacı taşımasıdır.
2- Gerçek Niyetin Saklanması: Miras bırakanın, malvarlığını mirasçılardan gizleme niyeti, muvazaanın en belirgin özelliğidir. Örneğin, miras bırakanın gayrimenkulünü bir tanıdığa satıyor gibi gösterip, aslında kendi kontrolünde tutması. Bu durumda mahkemece yapılacak olan yargılamada muvazaanın aşağıda belirtilen dört unsurunun olup olmadığı araştırılır :

-Görünüşteki İşlem (Sözleşme)
-Muvazaa anlaşması
-Üçüncü kişileri (mirasçıları) aldatma amacı
-Gizli Sözleşme

Muris Muvazaası Davasını Kimler Açabilir ?
Muris muvazaası (mirastan mal kaçırma) davasında saklı pay sahibi olsun ya da olmasın tüm mirasçıların dava hakkı bulunmaktadır. Bu davalarda mirasçılar muvazaayı her türlü delil ile ispat edebileceklerdir. Bu davayı yasal mirasçılar, atanmış mirasçılar veya evlatlıklar da açabilir. Ancak bu davayı mirası reddeden, miras hakkından feragat eden ve mirastan çıkarılan kişiler açamaz. Bu davayı her bir mirasçı tek başına açabileceği gibi tüm mirasçılar bir arada da açabilecektir. Zira bir mirasçının tek başına davayı açması durumunda mahkemece verilecek hüküm yalnızca davayı açan o mirasçı yönünden sonuç doğuracaktır.

Görevli ve Yetkili Mahkeme

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda bu davalara ilişkin özel bir düzenleme öngörülmemiştir. Bu nedenle muris muvazaası davalarında görevli mahkeme, genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme konusunda ise bu davalarda kesin yetkili yer belirlenmiş olup dava taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılacaktır. Ancak muvazaaya konu birden fazla taşınmaz var ve bu taşınmazlar farklı yerlerde ise dava bu taşınmazlardan herhangi birinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabilecektir.

Delil Durumu ve İspat
Muris muvazaası davalarında muvazaa olduğunu iddia eden davacı bunu ispatlamakla yükümlüdür. Bu nedenle dava sürecinde delil toplama ve sunma oldukça önemlidir. Mirasçılar, muvazaalı işlemi kanıtlamak için çeşitli delillere başvurabilirler. Bu deliller arasında noter onaylı belgeler, tanık ifadeleri ve miras bırakanın veya taşınmazı devralanın mali kayıtları gibi deliller yer alabilir. Muris muvazaasının en önemli ispat yollarından birisi, davanın taraflarını tanıyan, muvazaaya konu işlem hakkında bilgi ve görgü sahibi olan tanıkların mahkeme huzurunda dinletilmesidir.

Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre
Muris muvazaası davası mirasbırakanın ölümünden sonra açılır. Muris muvazaasına dayalı olarak açılacak dava herhangi bir süreye tabi değildir. Yargıtay kararları ışığında muris muvazaası davalarında herhangi bir zamanaşımı ve hak düşürücü süre öngörülmemiştir.

Sonuç:
Muris muvazaası, miras hukuku alanında önemli bir hukuki mesele olup, mirasçıların haklarını korumak adına hukuki yolları kullanmalarını gerektirir. Tapu iptali ve tescil davaları, bu tür durumlarda, mağdur olan mirasçılar için bir çözüm sunmaktadır. Bu davalarda en önemli hususlardan bir tanesi mirasçıların hak kaybına uğramaması için taşınmazı devralan kişinin bu taşınmazı 3. Kişiye devretmeden önce olabildiğince hızlı bir şekilde davanın açılması ve mahkemeden dava boyunca taşınmazın 3. Kişilere devrini önlemek amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edilmesidir. Mahkemece verilecek olan ihtiyati tedbir kararı ile taşınmaz üzerine dava boyunca tedbir konulacak böylelikle mirasçıların hak kaybına uğraması önlenmiş olacaktır. Mirasçılar, muris muvazaası durumunda ilk olarak bir avukata danışmalı ve durumu detaylı bir şekilde değerlendirmelidir. Hukuki süreçlerin doğru yürütülmesi, hak kaybını önleyecektir.